"Biz çalarken, mülkiyet daha icat edilmemişti"
Çingene Atasözü

Gezi Parkı'ndaki Provokatör


       "Ben, Gezi Parkı'nda kanat çırpan kelebeğin Kızılay'da yarattığı fırtınayı istiyorum. Ben, kaos istiyorum."



Hoşgeldiniz barikata plaza çalışanları, devlet memurları, orta sınıf mensupları, endişeli modernler, kolejliler... Artık hepiniz marjinalsiniz. Polisin gözünde teröristsiniz.


     Ayrı ayrı hayatlar yaşamıştık bu zamana dek. Gittiğimiz barın içki fiyatlarıyla, oturduğumuz evin kirasıyla, ayakkabılarımızın markasıyla birbirimizden ayrıydık hep. Ne hayatlarımız buluşuyordu, ne de hayallerimiz. Maaşımız, kredi kartlarımız hala farklı, ama barikatın arkasındaki eşitliği yaşıyoruz hep beraber. Soluduğumuz biber gazı aynı, üstümüze sıkılan su aynı, attığımız taş aynı. Yardımlaşmamız, dayanışmamız, çoğu zaman sloganlarımız ve meydanlarımız ortak artık.
       Bu zamana dek, siyah ekranlardan izlediniz hep bizi. Orada burada polisle çatışırken, gözaltına alınırken, banka camlarını parçalarken seyrettiniz. Biliyorum, belki kalbiniz bizimleydi ama kulağınız televizyonda, aklınız kariyerinizdeydi. Çok azdık! Bir avuç insandık. Neye karşı çıktığımız bile tam olarak anlaşılmadı çoğu zaman. Ana haber bültenlerinde kocaman yazıyordu görüntümüzün altında; "kırmadık cam bırakmadılar". Paranızı yatırdığınız bankanın, kahve içtiğiniz büyük dükkanın, yemek yediğiniz meşhur hamburgercinin camlarını hep biz kırdık. Derdimizi anlatamadık. Derdimiz, derdimizi anlatmaktan büyüktü çünkü.
       Demokrasiye inanamadık biz bir türlü. Seçimlerde kime oy vereceğimizi, niye oy vereceğimizi bilemedik. Sokaklarımızı kuşatan silahlı polisleri değiştirmedi hiçbir seçim. Hapishanelerin sayısını, karakollardaki işkenceyi azaltmadı, üstümüzdeki baskıyı ortadan kaldırmadı hiç bir seçim. Yasalar bize hiçbir zaman yarar sağlamadı, bizi korumadı. Hiçbir yasayı biz koymadık, hiç kanun yazmadık. Biz kendi kendimize yasadışı olmadık.
       Şimdi bir avuçtan fazlayız. O kadar fazlayız ki, koca meydanda ayak basmadık yer bırakmıyoruz. O kadar fazlayız ki, gündemi değiştiriyoruz. O kadar fazlayız ki, televizyondan canlı yayınlanıyoruz.
       Sokakları sadece bir yerden başka bir yere gitmek için kullanmıyoruz artık. Çöp konteynırlarını sadece çöp atmak için kullanmıyoruz. Sadece polisler barikat kurmuyor artık. Bazı barikatların arkasında polisler durmuyor artık. Yeni bir dünya, özgürlük, ortak yaşam kuruyor barikatları.
       Hepimiz için çok şey değişti. Hiç aramızda olmayanlar için de değişti. Karşımızda duranlar için bile çok şey değişti artık. Değişimi devam ettirmek istiyoruz. Sadece bu ülkeyi değil, tüm dünyayı Gezi Parkı'na çevirmek istiyoruz. Bir çocuğun neşesiyle, dünyayı bir park haline getirmek istiyoruz. Bunun için her yolu deniyoruz. Vicdanımızdan başkasına kulak asmıyoruz. Biz, Gezi Parkı'nı istemiyoruz! Biz, her yer Gezi Parkı olsun istiyoruz.
       Talebimiz yok, müzakere etmiyoruz. Özgür bir yaşamı sadece kendimizin yaratabileceğini biliyoruz. Büyüklerinin sözünü dinleyen çocuk olmak istemiyoruz! Evet, sizi provoke ediyoruz. Herkes özgür olana dek mücadele etmek için, tüm otoriteleri ortadan kaldırmak için, yaşamak için provoke ediyoruz!
       Direniyoruz, mutluyuz. Hepinizi bu mutlu günümüzde aramızda görmek istiyoruz.

Hiç yorum yok:

sayın seyirciler